MenüLerimiz |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ön Yargılara Dur Diyelim (Hiphoplife) |
Nisan ayında çıkardığı “Kaç İnsan” albümüyle piyasaya hızlı bir giriş yapan Berke'yle, çıkardığı bu ilk bandrollü albüm üzerine konuştuk. Albümün yapım aşamasını, albümden sonra aldığı yorumları ve genel anlamda piyasayı değerlendiren Berke, hiphoplife üyelerine albümün ikinci klibi çekilmesi planlanan “Bye Bye” isimli şarkısını da hediye ediyor.
Seni tanımayanlar için kendinden ve müzik yaşantından bahseder misin ?
87 İzmir doğumluyum. Öğrenim hayatım boyunca 8 okul değiştirdim. Kolejden devlet okuluna, devlet okulundan koleje, sonra yeniden devlet okuluna. En son hatırladığım sahne, ders aralarında sınıfta tek başına oturup, kafayı sıyırmamak için walkmanine sarılmış, içine kapanık, pısırık hale bürünmüş bir çocuk. Lisede epey itilip kakıldım, karşılık vermekten bile acizdim. Üniversiteye geçtikten sonraysa, bana yapılan en ufak haksızlığa dahi aşırı tepki gösterir hale geldim. Dolayısıyla disiplin suçları, kınama cezaları vs... Parçalarımda genelde kişisel konulara değinmemin temel sebebi de bu. Yaşadıklarımdan ilham alıyorum, her kafadan kontak şair gibi. Oturup da bir parça için ıkınma kaygım da yok. Eğer bir şeyler yaşadıysanız ya da yaşıyorsanız, zaten içinizde birikenleri dışarı vurmak için en pratik yönteme başvurursunuz. Benim yöntemim de rap.
3 ay önce ilk albümünü bandrollü olarak piyasaya sürdün. Albümün yapım sürecinden ve perde ardındaki isimlerden bahseder misin ?
Albümün yapımı bir seneyi geçti. Altyapılar ve mix Kupa-A’a ait. Sözlerin bazı noktalarda ‘yumuşatılması’ bazen de sil baştan yazılması gerektiği anlarda 2na ve Kupa-A (Salt Empoze) ile birlikte çalıştık. Kısacası, bu albümün bandrol alabilmesinde en büyük pay onlara ait. Bu ‘yumuşatılma süreçleri’ olmasaydı, bol küfürlü ve argo dolu bir albüm dinliyor olacaktınız. Gerçi bundan kimsenin şikayetçi olacağını düşünmüyorum, Kültür Bakanlığı dışında Albümde bana vokalleriyle eşlik eden başlıca isimler: Diyar Pala, Bigo, Ecel, Salt Empoze, Kilit ve Goxenin. Buradan her birine tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.
Çoğu insan daha seni tanımadan bandrollü albümünü raflarda gördü. Olayların nasıl geliştiğini anlatır mısın ?
Bundan 2-3 sene önce Salt Empoze ile demo niteliğinde birçok parça kaydettik. Ancak bu kayıtları nette yayma taraftarı değildim; pişene kadar beklemek istedim. Ardından albüme giriştik. Acaba nasıl tepkiler gelir, beni rap camiasından henüz kimse tanımıyor diye kaygılarım olmadı değil. Ama yaptığımız parçaları etrafımızdakilere dinlettiğimizde aldığımız olumlu tepkiler sonucunda doğru yolda olduğumuzu bir kez daha anladık.
Underground'da bir kitle edinen isimler bile bandrole cesaret edemezken senin yaptığın bir risk değil mi ?
Underda tanınmadan bandrollü çıkarmak kimine göre aptal cesareti, kimine göreyse çok züppece bir tavır. Bence önemli olan overground ya da underground değil; önemli olan şey yapılan işin kalitesi. Ama nedense çoğu kişi işin etiketine kafayı takmış durumda. Eğer belli bir standardın üzerindeyseniz, daha çok kişiye hitap etmek için bandrollü çıkarırsınız. Standardın altındaysanız, - maddiyattan değil, beceriden bahsediyorum- elinizdekiyle yetinirsiniz. Bu bir risk mi? Evet, satış kaygısı güdüyorsanız büyük bir risk olabilir. Sonuç olarak Türkçe rapin kalbi undergroundda atıyor. Bizim amacımız albüm satışını tavana vurdurmak değildi. Albümü satın alan herkese teşekkürümüzü, dinlerken aldıkları zevk ile ödemiş bulunuyoruz diye düşünüyorum.
Yeraltında tanınmazken yerüstünde yer almayı sen nasıl değerlendiriyorsun, sence bunun getirdikleri ve senden aldıkları nelerdir ?
Gökten düşmüş gibi hissettiriyor, meteor gibi. Şaka bir yana, over – under ayrımım yok. İlk olarak over iş yapmış olabilirim, ama bundan önce onlarca parçam vardı ve hiçbirini net sitelerine dahi vermedim. Yani o parçaları underground diye tabir ettiğimiz camia bile bilmiyor. O zamanlar en dipte olan bendim Yerin altındakilerin bile altındaydım. Takıyor olsaydım ömür törpüsüydü, bu yüzden benden aldığı bir şey yok. Bana kattıklarına gelirsek, herkesin konuşmaya bu kadar meraklı olması beni hep güldürmüştür. Over – under yorumları da genelde boş boğazlardan geliyor. Güldükçe gülüyorum. Cem Yılmaz gösterilerinden sonra beni en çok güldüren şey bu tarz insanların yorumları
Salt Empoze ekibi ile nasıl tanıştığını ve albüme olan katkılarını anlatır mısın ?
İlk önce 2na ile tanışmıştım. Sanırım 5 sene önceydi. Liseden Ahmet adında bir arkadaşla stüdyo arıyorduk. Bir dergide Stage Stüdyosu’nun tanıtımını görüp Karataş’a zıpladık. Orada 2na ile tanıştık. O zamanlar askerden yeni dönmüş olması lazım. 1-2 sene sonra da kendi stüdyolarını kurdular, Salt Empoze olarak. Grup elemanlarıyla tanışmama kendisi önayak oldu. Ve oyun böylece başladı
Albüme gelen olumlu ve olumsuz eleştirilerden bahseder misin, eleştiriler ve satışlar beklediğin yönde mi ?
Eleştiriler beklediğim yönde. Kendini bilmez eleştiriler, karalamak için yapılan eleştiriler, pohpohlamak için yapılan eleştiriler, bıdıbıdı eleştiriler vs.. Yani her çeşidinden mevcut. Satış konusuna gelirsek, şimdilik gayet iyi gidiyor diyebilirim.
Protone Records stüdyolarından raflara uzanan ilk proje senin albümün. Protone Records stüdyolarını ve hazırlık sürecindeki ortamı anlatır mısın ?
Protone son derece zeki adamlardan oluşuyor. Uyuşuyoruz da. Bu albüm ile ilk adımı attık, hem kendi adıma hem Protone adına. Kupa-A klavyenin başında olmaya, 2na’yla ben kağıt-kalem-mikrofonculuk oynamaya devam ettiğimiz sürece bu işin sonu yok.
Çıkış şarkın, klibin ve albüm kapağında tamamen agresif bir Berke imajı çizilmiş. Neden böyle bir imaj belirlediniz ?
Agresif olduğum için. Kaç İnsan parçasında insanların sahtekarlıklarından, düzenbazlıklarından bahsettim. Bunların hepsinden nefret ediyorum. İnsanlar oldukları gibi davranmalı, arkadan iş çevirmemeli. 2-3 dklık bir zevk için kimse dostunu satmamalı. Bunları en iyi şekilde ifade edebilmek için agresif yanımı ortaya koymam gerekiyordu, öyle yaptım. Albümün kapağında da aynı imajı sürdürdük. Kapaktaki imaj aslında satış politikası. Klipteki adamı gören albüm kapağına bakınca beni kolayca tanıyıp albümü satın alsın hesabı. Bana ait bir fikir değil, ama akıllıca.
Intro'da doğumuna şahit oluyoruz ve senin için tehlikeli diyorlar. Sen kendi müzikal kişiliğini nasıl tanımlarsın ?
Kafama eseni yapıyorum ve durmak gibi bir kaygım yok. Bu, müzikal açıdan da böyle. Bu yüzden tepemde bir otoritenin yer alması çoğu zaman yararıma oluyor. Kimi zaman psikiyatrist, kimi zaman Salt Empoze Ben, aslında sempatik takılmaya çalışan bir psikopatım?
Albümde "Femigren" adlı bir şarkı var ve bayanlarla erkeklerin etkileşimini anlatıp bayanları eleştirmişsin. Ne demek Femigren, bu şarkıdan bahseder misin ?
Femigren benim ürettiğim bir kelime. Fe(minen)+migren=Kadınlardan kaynaklanan baş ağrısı. Onlarla da olmuyor, onlarsız da. Pek klasik bir söz, ama günümüzde hala geçerli. Ancak, kadınların hepsi baş ağrısıdır demiyorum, örneğin annelerimiz. Onlar dünyanın en melek yüzlü dişi yaratıkları. Tabi bunu bir de babalarımıza sormak lazım Onlarla da olmuyor, onlarsız da.
Femigren şarkısının ardından bayanlardan tepki alabileceğini düşündün mü ?
Kimin umurunda. Zaten ne yapsak eleştirecek bir yanını mutlaka buluyorlar. Kimseyi kırmak gibi bir amacım yok, sadece eğleniyoruz. Ben bütün kadınları severim
Albümde deneysel vokallere de yer verdiğini görüyoruz mesela çıkış şarkısı olan "Kaç İnsan" şarkısında brütal vokal izlerine rastlıyoruz.
Evet. Hiçbir parçada vokal tarzımı önceden belirlemiyorum. Hepsi doğaçlama, mikrofonun başındayken oluyor. Altyapıyı kulaklıkta duyduğumda nasıl hissediyorsam o tarz vokal yapıyorum. Kaç İnsan’da da brutal vokal yaptım. Vokal tarzlarının birbirinden farklı oluşu, albümün monotonluktan kurtulmasını sağlıyor.
Albümde bir diğer dikkat çeken çalışma da Salt Empoze'nin de eşlik ettiği "Sansasyon". Magazinsel hayatları eleştirdiğiniz şarkının çıkış noktasını ve hikayesini anlatır mısın ?
Tabi. Medyamız sayesinde kimin elinin kimin cebinde olduğunu duymamanın imkanı yok. Televizyon izlemeseniz dergilerle, dergi okumasanız gazetelerle burnunuza sokuyorlar. Aklı başında herkes gibi biz de bunu yavan ve ahlaksızca buluyoruz. Empoze ile feat yapacağımızı parçanın yazılmaya başlanmasından aylar önce kararlaştırmıştık. Birgün, ne yazalım diye düşünürken, sanırım Kupa’nın fikriydi, magazin üzerine olsun diye karar verdik. Parçanın en dikkat çeken ve sevilen kısmı nakaratı. Epey orijinal oldu.
Yalnızlıkla Sorunum Var adlı şarkıda melankolik yüzünü de görüyoruz. Sen battle'ı mı yoksa duygusal ağırlığı olan şarkıları mı tercih ediyorsun ?
Dinlerken battle parçalar tercihim. Diss muhabeti hoşuma gidiyor, şarkılarla sınırlı kaldıkça. Kendi parçalarımda duygusal yanımı da sergiliyorum elbette. Aslına bakarsanız, bazen duygusal, bazen battle... Her insan gibi ben de duygu karmaşası içinde olduğum için tek bir stili sürdürmüyorum. Kızgınsam battle, melankoliksem duygusal...Değişken…
Doğumunla başladığın albüme intiharın ile son veriyorsun. Albüm için senin hayatının başlangıcı, aşamaları ve sonu diyebilir miyiz ?
Albümün başlangıcı ve sonu dışındaki kısımları belirli bir sıralamaya göre koymadım. Tabi hepsi yaşadığım şeyler olduğundan, bir bakıma hayatımın aşamaları diyebiliriz, evet.
Skitler için de gerçekten uğraşılmış. Skitler'in çıkış noktalarından bahseder misin ?
Intro dışında toplamda 2 skit var. Birinde salak bir dj ile radyo söyleşisindeyim. Absürd sorularıyla beni çıldırtmayı başarıyor ve kendimi kaybediyorum. Diğer skit’de ise, bol pantolon giyiyoruz diye bizi bara almıyorlar. Bu gerçekten de başıma gelmiş bir olay. Bir keresinde Alsancak’ta arkadaşımla gittiğim bir bardan, sırf bol pantolon giyiyorum diye geri çevrilmiştim. Bunu albümde canlandırmak istedim, çoğu rapçinin kanayan yarası: giyiniş tarzınızdan ötürü kötü muameleye maruz kalmak. Aptalca.
Bir tanesinde Rock müzik ile Hiphop karşılaştırmasına rastlıyoruz. Rock tınılarına senin albümünde de rastlıyoruz ve albümde başkasının ağzından bu konuyu eleştiriyorsun da. Peki sen bu sentez için ne düşünüyorsun ?
Kulağa güzel geliyorsa, neyle neyi sentezlediğinizin önemi olmadığını düşünüyorum. Rock müziğe karşı değilim, arabeske de karşı değilim, her müziğin kendine has bir güzelliği var. Doğru şekilde harmanlanınca ortaya güzel bir karışım çıkıyor. Kaç İnsan parçası da buna bir örnek. Ancak, elbette faşist yaklaşımların önüne geçemezsiniz. Rapçi elektro sevmez, rapçi brütal sevmez, rapçi bateri sevmez, rapçi şöyle rapçi böyle.. Sadece müziği dinleyin. Beğendiyseniz devam, beğenmediyseniz stop. Önyargılara bir dur diyelim 
2. klibi hangi şarkıya çekmeyi düşünüyorsun ?
Henüz kesinleşmiş değil fakat şu an için 2. klibi Bye Bye parçasına çekmeyi planlıyoruz.
Underground'a yönelik çalışmalar yapmayı düşünüyor musun ?
Evet. Dediğim gibi under – over ayrımım yok. Kafama estikçe under, kafama estikçe over. Şu sıralar epey bir under devam etmeyi düşünüyorum.
İleride hayata geçirmeyi planladığın projelerden bahseder misin ?
Yakın zamanda 2na ile bir Ep yayınlamayı düşünüyoruz. Bunun dışında ikinci albüm çalışmalarına başladık. Bu arada under için parçalar yapmaya devam edeceğiz. Devam edeceğiz diyorum, çünkü under için yapıp henüz yayınlamadığımız hazırda 2-3 parça var.
Eklemek istediğin bir şey var mı ?
Evet. Hepimiz aynı yolda yürüyoruz. Birbirimize saygılı olalım. Şunun şurası 50-60 yıl yaşıyoruz. Dertli başa dert yaratmaya gerek yok… Herkese sevgiler…
Mp3: Berke - Bye Bye
Mp3: Berke - Kaç İnsan (Snippet)
Videoklip: Berke - Kaç İnsan
MyspaceTV: Berke - Kaç İnsan
Online: www.berkeonline.com
Online: www.protonemuzik.com
Online: www.immmuzik.com
Albümü Satın Al: www.vemuzik.com
MySpace: www.myspace.com/berkeonline
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|